Bir varmis, bir yokmus evvel zaman içinde kalbur saman içinde öküz olmak isteyen bir kurbaga çikmis karsimiza:
Kurbaga bir öküz görmüs çayirda, o kadar
hoslanmis ki, bayilmis boyuna posuna. Kendisine baksaniz, boyu yumurta
kadar ama kurbaga bu anlamaz ki , ille de öküze benzeyecek. Öküze
bakmis kabarmis, kabardikça sismis., ikinmis, sikinmis , gerilmis. Bir
görseniz gerginlikten nefes alamayacak hale gelmis. Esine sormus:
- Nasil hanim öküz kadar oldum mu ?
Hanimi söyel bir sagdan bakmis, birde soldan:
- Nerdeee ? demis .
Kurbaga daha bir hirslanmis
- Al öyleyse demis. Simdi nasilim. Bunu söylemis ya, iyice sismis.Hanim gülmüs :
- Vazgeç . bu sevdadan demis.
Bizimki iyice hiddetlenmis.
-Sen dur hele bakalim demis.Sismis, birdaha, biraz daha. Biraz daha sismis. Derken çat diye çatlamis.
Iste böyle çocuklar, dünya böyle sersemlerle
dolu: Her bakkal illa han hamam yaptiracak, her küçük çobanin usaklari
olacak, herkes kendinde olmayana böyle hayran hayran bakacak. Ondan
sonrada çat diye çatlayacak.
Lafonten . Hikayeleri La Fonten Hikayeleri Fabl Hikayeleri
Jean de La Fontaine