Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Bülbül İle Bağcı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
starl!k
Admin
Admin
starl!k


Mesaj Sayısı : 125
Kayıt tarihi : 12/10/08
Yaş : 34
Nerden : Antalya

Bülbül İle Bağcı Empty
MesajKonu: Bülbül İle Bağcı   Bülbül İle Bağcı Icon_minitimeC.tesi Mayıs 30, 2009 10:24 am

Gül bahçesi... Kırmızı, pembe,
sarı güller... Çevreyi gül kokusuna boğan, rengarenk güllerin
yetiştiricisi ihtiyar bir bağcıydı. Geçimini sağlamak bir yana, bir
gülün açmasıyla sanki bayram ederdi. Bahçede değil de sanki kalbinde
büyütüyordu tomurcukları.


Gül mevsiminde bağcı kendisini kaybederdi adeta.

Bu yıl yeni bir
gülün aşısını yapmıştı. Açılmasını sabırsızlıkla bekliyordu. Onu veren
bahçıvan, "Bu gül, güllerin sultanıdır. Rengi, kokusu çok farklıdır.
Diğer güllere benzemez." demişti.


Bağcı, gülü özenle büyütüyordu. Daldaki tomurcukları gözü gibi koruyordu.

Sonunda tomurcuklar
goncaya dönüştü. Gonca patladı ve bahçeyi güzelliğe boğan bir gül
çıkıverdi ortaya. Bağcının içi içine sığmıyordu sevinçten.


O günü akşama dek bağda geçirdi.

Gece uzadı da
uzadı. Bağcının gözüne bir türlü uyku girmedi. Sabahı zor etti.
Şafaktan sonra, günün ilk ışıklarıyla birlikte bağa gitti. Baktı ki ne
görsün!


Bir bülbül, güle konmuş, hoyratça yapraklarını yoluyor.

Bağcı dehşet içinde olup biteni seyretti bir süre. Bülbülü yakalamak için çok uğraştı. Fakat kaçırdı.

Ertesi gün, bülbül yine aynı güle konmuş, kalan yapraklarını yolmuştu. Bağcı bu kez de bülbülü kaçırdı.

Artık kararını vermişti. Bir tuzak kuracaktı bülbüle.

Ustaca hazırladı tuzağı.

Bülbül geldi yine ağaca konmak için, bir güzel tuzağa düştü, bağcı alıp eve götürdü, kafese hapsetti.

Bağcı ertesi gün bülbülü kafeste bırakarak bağına gitti. Akşam dönüp geldi, ağlıyordu.

- Ben sana ne yaptım da beni buraya hapsediyorsun?

Sesimi beğendiysen kafese koymana gerek yok, ben, zaten senin bahçenin bülbülüydüm...

Bağcı:

- Sen, dedi, kızgın kızgın; benim en güzel gülümü yoldun.

- Nasıl olsa, birkaç gün sonra kendisi solacaktı, yaprağını dökecekti, dedi bülbül.

Bağcı baktı, doğru söylüyor bülbül... Kızgınlığı geçti, acıyarak serbest bıraktı onu.

Bülbül, pencereye kondu. Uçmadan önce:

- Beni özgür
bıraktın... Çok teşekkür ederim. Ben de buna karşılık sana bir sır
söyleyeceğim. Bağının kuzey ucunda, o büyük dut ağacının yanında bir
hazine gizli, dedi.


Sonra kanatlanarak gözden kayboldu.

Bağcı, başlangıçta
inanmadı kuşun söylediğine. Sonra, içine bir kuşkudur düştü, "belki
doğrudur" diyerek kazdı bülbülün sözünü ettiği yeri. Kazdı ki ne
görsün... Büyük bir küp, içi dolu altın.


Ertesi gün bülbül yine bağdaydı.

Bağcı, bülbüle:

- Bir şeyi, dedi, çok merak ediyorum.

- Neyi?

- Sen, hazinenin yerini bildin de, tuzağı nasıl fark edemedin?

- Kurduğun tuzak,
kaza ve kaderin önüme sürdüğü bir araçtı. Bu gibi durumlarda hikmet
gözü kapanır insanın, göremez... Ne kadar gözü açık olsa da farkına
varamaz...


Kelile ve Dimneden
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hayattamekan.forum.st
 
Bülbül İle Bağcı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Genel Forum :: Bir Yudum Hikaye-
Buraya geçin: